top of page

Unutkanlığa Karşı Hafızayı Güçlendirmenin Yolları Nelerdir?

Güncelleme tarihi: 13 Nis

Unutkanlık, günümüzde pek çok insanın problemidir. Stres, zihinsel yorgunluk, depresyon gibi faktörler unutkanlığa sebep olabilir

Bazen çok kolay şeyleri unutabiliyoruz; Anahtarlarımızı, cüzdanımızı, çok iyi tanıdığımız birinin ismini. Günlük hayatta o kadar çok dışsal uyarana maruz kalıyoruz ki, aslında hiçbir şeye tam olarak konsantre olamıyoruz. İşte bu nedenle uzmanlar, bu tarz unutkanlıklar günlük hayatımızı fazlasıyla etkiler halde değilse, endişelenecek bir şey olmadığını söylüyorlar.

ABD'deki George Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde nörolog Profesör Richard Restak, unutkanlığın çoğunun odaklanmamaktan kaynaklı olduğunu söylüyor.

Guardian gazetesinden Gaby Hinsliff'in haberine göre, Amerikan Nöropsikiyatri Derneği'nin eski başkanı Restak bu durumu şöyle anlatıyor:

"Bir partiye gittiniz diyelim. Hâlâ işle ilgili bir konuyu düşünüyor ve size bir şeyler anlatan kişiyi aslında dinlemiyorsanız, sonra bu kişinin adını hatırlamadığınızı fark edersiniz. Önce bilgiyi hafızaya yerleştirirsiniz, sonra da bunu hatırlamanız gerekir. Ama ilk aşamada yerleştirme olmamışsa zaten o bilgi yoktur."

Beyin ve davranış konusunda Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'dan NASA'ya kadar birçok yerde konferans veren ve insan beyni üzerine 20'yi aşkın kitabı bulunan Restak, son kitabında (The Complete Guide to Memory: The Science of Strengthening Your Mind), ABD'de 50 yaş üzerindeki insanların Alzheimer korkusuyla yaşadığını söylüyor ve 55 yaş üzerindeki kişilerin doktorlarına en çok geçici hafıza kaybından şikayet ettiklerini, bunların çoğunun aslında endişe edilecek bir durum olmadığını belirtiyor. Ama örneğin evin anahtarını bulamıyorsanız ve sonunda buzdolabından çıkıyorsa, "Bu durum unutkanlığın ötesinde bir şey" diyor. Restak, hafızanın kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğini ve bazı insanların her zaman dağınık olacağını belirtiyor. Asıl uyarı sinyali ise karakter dışı görünen bir değişiklik. Örneğin kağıt oyununda hangi kartların oynandığını her zaman takip edebilen hevesli bir oyuncuysanız ve aniden bunu artık yapamadığınızı fark ederseniz, bu araştırılması gereken bir durum olabilir.

'Çalışma belleğine önem verin'

Bir yemek tarifini takip etmek gibi, kurgusal olay örgüsünü takip etmek de bir çalışma belleği egzersizi. Çalışma belleği, işlemlerin geçici olarak tutulduğu ve üzerlerinde değişikliklerin yapıldığı bellek bileşeni. Bir şeyin geçici olarak saklandığı kısa süreli bellekten veya çocukluk hatıraları gibi şeyleri kapsayan epizodik (anısal) bellekten farklı.Restak, işleyen bellek de denilen çalışma belleğinin, sahip olduğumuz bilgileri değerlendirmek için kullandığımız şey olduğunu ve herkesin öncelik vermesi gereken bellek olduğunu söylüyor. Kendi haline bırakıldığında, hafızanın 30'lu yaşlardan itibaren doğal olarak azalmaya başladığına dikkat çeken Restak, bu nedenle her gün pratik yapılmasını öneriyor. Hafızada kalıcılaşmayı sağlayan yöntemlerden biri, hatırlamak istediğiniz şeyler için canlı görsel imgeler yaratmak olabilir. Tıp dergisi Lancet'in demans komisyonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, tıpkı kalp hastalığı ve birçok kanserde olduğu gibi,

Hafızayı Güçlendirme Yöntemleri:

– Hayal etme (canlandırma)tekniği: Birey gözlemlemediği başkasından dinlediği ya da okuduğu konuları, kafasında hikâyeleştirip canlandırma yoluna giderse öğrenme kolaylaşır ve bilgilerin hafızada kalıcılığı artar.

– Uyku, dikkat ve konsantrasyonu etkilediği için kesintisiz ve kaliteli gece uykuları hafızaya doğrudan etki eder.

– Yeni bir yabancı dil öğrenmek, bulmaca çözmek, problem çözme becerisi gerektiren hafıza oyunları oynamak, ezber yapmak. Satranç oynamak ya da zekânın en çok ihtiyaç duyduğu oksijenin sağlanması için derin nefes alma egzersizleri yapmak gibi beynin yeni nöron bağlantılar kurmasını sağlayıcı faaliyetler belleği güçlendirir.

– Vitamin, protein, karbonhidrat ve minerallerden oluşan doğru bir beslenme programı, düzenli egzersiz beynin doğru çalışmasına dolayısıyla hafızanın gelişmesine yardımcı olur.

– Yeni öğrenilen bilgilerle mevcut bilinenler arasında benzerlik kurmak. Ya da birbirinden farklı olay ve nesneleri gruplandırmak (baş harfi ortak olanlar, kullanım alanı ortak olanlar gibi ) hafızanın kapasitesini artırır.

“Dün akşam şu saatte ne yaptım, neredeydim?” gibi hafızayı harekete geçirici polisiye alıştırmalar, rutin alışkanlıkları kıran ve beynin kullanmadığımız diğer yarısını da harekete geçirici ters el alıştırmaları ve çaprazlama hareketlerle yapılan yürüyüş, plaka ya da tabeladaki harflerden yeni kelimeler türetme oyunları gibi çalışmalar da hafızayı güçlendirir.



Uzman Klinik Psikolog Fatih Han Karakuyu


43 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page